3 Temmuz 2015 Cuma

BENPERİ🍀

Merhaba Sevgili ziyaretcim, Okurum :)

Ben Perihan....Yazmayı seven, okumayı yazmaktan, gezip görmeyi okumaktan daha çok seven sizlerin içinden biriyim☺ Aslen Balıkesirli olmakla eş durumundan Trabzon kütüğüne kayıtlıyım. Sosyal bilimler, doğa, yaşam, spor,ekonomi başlıca ilgi alanlarım olmakla birlikte amatör olarak da Ney Sazıyla (tabi büyük bir aşkla) vede karakelem ile uğraşmaktayım.Sesli düşünmeyi seviyorum. Bilgimin ve fikirlerimin paylaştıkça değerleneceğini düşünüyorum bu yüzden özgür irademle yazıyor ve paylaşıyorum.Nitekim kalplerinize dokunabilirsem bu benim için büyük bir mutluluk olur.Bu yüzden Hertürlü soru görüş eleştiri ve önerileriniz için sayfamdan iletişim sağlayabilirsiniz..




17 Haziran 2015 Çarşamba

EYÜP SULTAN(Ebu Eyyup El-ensari)


     Ebu Eyyûb Halid bin Zeyd veya Ebu Eyyûb El-ensarî (Arapça: أبو أيوب الأنصاري ö. 672[1] veya 674[2]), Türkçede ise Eyüp Sultan olarak andığımız sahabelerimizden biridir.Peygamberimiz HZ.Muhammed'in Mekkeden Medineye göçü esnasında tüm medine halkı heyecanlamıştır.Herkes kainatin en güzel misafirini kendi evinde misafir etmek için yollara dökülmüş varını yoğunu efendimize sunmuştur.Halid bin Zeyd ise fakirliğinden çekinerek ihtimal bile vermemekte birköşede üzüntülü mahcup beklemektedir.Efendimiz devesiyle beraber göründüğünde medinede bir heyecan fırtınası kopmuştur.Efendimizin devemin seçtiği evde konaklayacağım demesiyle herkes kusrayı(deveninadıdır) kendi evine çekebilmek için otlar ikram etsede kusra Halid Bin Zeyd in evinin önüne çökmüştür.Bunun üzerine Peygamber Efendimiz(sav) konaklayacağımız ev belli olmuştur demiştir.Fakat efendimizin bu eve misafir olması aslında tesadüf değildir..

Şöyle ki henüz son peygamber gelmemiş HZ İsa döneminde Arapyarımadası yine karışık Allahın nazargahı beytullah tehlike içindeyken mütekebbir kral kuşatmak üzere mekkeye islamın nuruna yola çıkmıştır Mekkeye yaklaştığında ise kalbindeki iman nurunu hissedince isyanı hürmete dönüşmüştür. Mekke’ye iyice yaklaşınca hayvanından inip Ayakkabılarını çıkartan kral Kâbe-i Muazzama’ya yalın ayak girdi, tavaf etti. Mekkelilere ihsanlarda bulundu. “Maâfir” denilen en kaliteli Yemen kumaşından Kâbe’ye bir örtü yaptırdı. Bu, Beytullah’a örtülen ilk örtü idi.1
 Ve… Es’ad Ebu Kerib isminden çok Tübba’ olarak tarihe geçen bu kral Kur’an-ı Kerim’de övgüyle anılacaktı:
“Bunlar mı (kâfirler) daha hayırlı, yoksa Tübba’ kavmi ile onlardan öncekiler mi?”2      Bu kral hiç görmeden inandığı sevdiği Peygamber efendimize verilmek üzere bir mektup yazar.İşte peygamber efendimiz misafir olduğu bu evde kendi adına yazılı mektuba ulaşır.
Peygamber  Efendimiz bu evde yedi ay misafir olmuştur.Hiç kuşkusuz, Ebu Eyyub Hazretleri bu yedi aylık süre içinde, nice sırların ihtimal ki tek sahibi oldu. Gece gündüz Allah Rasulü’nün hizmetinde bulundu. Bu yüzden kendisine “Mihmandar-ı Nebi” denildi.
O yedi aydan sonra Mescid-i Nebi yapıldı. Peygamber Efendimiz, kendisi ve ailesi için ayrılan eve taşındı.

Medine, Mescid'i Nebevinin 100 yıl önceki resmi
Zaman zaman Ebu Eyyub el-Ensarî Hazretleri’nin evine teşrif ederdi Kainat’ın Biriciği…
Ve bu ev, Efendimiz s.a.v.’in devr-i saadetinde İslâmiyet’in her daim öğretildiği bir mektep konumundaydı.
O Gönüller Sultanı, bu evde muhacirlere bazen yemek verir ve kendisine sunulan hediyeleri de fakirlere dağıtırdı. 
    Eyüp el ensari hz leri 80 li 90 lı yaşlarına geldiğinde Peygamber  Efendimizin Hadis-i Şeriflerinde; “Konstantiniyye(İstanbul) elbet Feth olunacaktır. Onu Feth eden Kumandan ne güzel Kumandan, Feth eden Asker, ne güzel Askerdir” buyurmaları üzerine Yezidin ordusuna katılarak kutlu fetihe katılmıştır.Yazarımız İskender Pala Mihmandar adını verdiği kitabında bu yolculuğu öncesindeki ve sonrasındaki süreci akıcı yalın bişekilde hikayeleştirip bizlere sunmuştur.Ben okudum ve çok beğendim sizlerede Eyüp Sultan HZ lerini anlamanız ve yaşayabilmeniz için okumanızı tavsiye ederim.
     Fakat ilerleyen yaşına fazla dayanamayan vücudu Eyüp Sultan hz istanbul surlarına gelindiğinde ruhu onu terkedip hakkın rahmetine kavuşmuştur.Eyüp hazretleri Yezidin emriylede gidilen en uç noktaya defnedilmiştir.Aradan geçen yıllar sonra istanbulu fatihi Fatih Sultan Mehmetin fetih esnasında bu mübarek zatın kabrinin bulunması için hocası Akşemsettinle istişare yapmış Akşemsettin hzleri manevi bir yolla kabre ulaşmıştır.Şöyleki Akşemsettin Hz leri rüyasında kabrin olduğu yere rüyasında hergece nur indiğini görür bunun üzerine kabrin başucuna ve ayakucuna ikitane çınar ağacı diktirilir.Fatih Sultan Mehmet bu çınarlardan birinin yerini değiştiririr  Akşemsettin çınarın gördüğü yerde olmadığını söyleyince kabir teyit edilmiş olur.Kuşatma bitip istanbul fetholunduğunda Fatih Sultan Mehmet kendine bir saray yaptırmaktan önce İstanbulun bu kutlu misafirinin kabrini yaptırmayı emretmiş istanbulun ilk külliyesini buraya inşa ettirmiştir.2.Beyazıt ve Kanuni Sultan Süleymanda gerekli özen ve önemi fazlasıyla göstermiş yıllarca padişahlar kılıç kuşanma törenlerini burada yapmışardır.bBuda bu mübarek zata verilen önemi göstermektedir.Günümüze kadar çelitli restorasyonlardan geçen külliyede;türbe,aşevi,şadırvan ,imarethane,2 tane hamam vardır ki bu hamam günümüze gelen en eski hamadır.Cami iki şerefiyeli iki minarelidir.Günümüze kadar 1700 lü yılların sonuna kadar bir depremde atlatan camii son halini almıştır. Kendi adını tasıyan Eyüp semtindeki misafirimizin kabrinin son hali:
Ne güzeldirki Eyüp Sultan Hzleri Efendimizin duasına nail olmuştur.İçinde bulunduğu yokluğu efendimize hissetirmeden onu misafir etmiş onun sohbetine sırlarına erişmiştir.Bizde şanslıyızki kainatın en güzel misafirini misafir eden efendimizi istanbulumuzda misafir etmekteyiz.Yaklaşık üç yıl önce istabulda istanbulunda eyüp semtinde yaşayacağımı öğrendiğimde yaşadığım heyecan sevinç geçen yıllarda bu mübarek semtin maneviyatıyla dahada artmıştır.İstanbula ziyarete gelen yerli ve yabancı turistleremize önerim öncelikli ziyaret yerlerininin bu mübarek zatın türbesi olmasıdır.Öyleki bu maneviyat ruhlarımıza bedenlerimize işlesin...
   Selam ve dua ile...

1ibni Hişam, Sîre, I/21-24; Yakûbî, Tarih, I/198; Taberî, Tarih, II/95
2Duhân, 37


31 Mayıs 2015 Pazar

BERAAT KANDİLİ

  Beraat kandili;şaban ayının 15.gecesi ramazan ayının müjdeliyicisidir.Şüphesizki müslümanlar 3 ayların faziletini bilip ona göre tefekkür eder bu kıymeti günleri.Kandiller bu ayların altın bonuslarıdır.Yeterki af dile yeterki gel diyen yüce yaradana bir adımdaha yaklaşma kalplerimizi niyetlerimizi ruhlarımızı arındırmaya vesile olan bu geceleri gereği gibi arz etmeliyiz.Çeşitli ayet ve hadislerle beraatin anlam ve önemini sizlere aktarmaya çalışacağım.
Beraat arapça bir sözcüktür ve aklanma anlamına gelir.Beraat borçtan,hastalıktan,suç ve cezadan kurtulma,günahlardan arınma,ilahi af ve rahmete nail olmaktır.
   Beraat bizlere her türlü şer,kötülük bela,zulüm,haksızlıktan beri durmayı onlardan teberra ederek uzak durmayı emreder.Bu gece sonsuz hikmet sahibine açılma niyetimizle ona gitme aklanmayı taleb etme teffekkür yenilenme gecesidir.

'Apaçık kitaba yemin olsun ki, Biz Kur'an-ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir...'(Duhan, 44/1-4) 

Ayette geçen, 'mübarek gece'den maksat; Berat  gecesidir. Kur'ânın bu gecede,  Yedinci semadan dünya semasına indirildi. Kadir gecesinde ise ilk kez Peygamber Efendimize indirilmeye başlandı. 

Bu gecenin, dört adı vardır. "Mübarek gece", "Beraet gecesi" "Sakk gecesi", "Rahmet gecesi". Ve denildi ki bununla Kadir Gecesi arasında kırk gün vardır. Berae ve Sakk gecesi denilmesi hakkında da denilmiştir ki, haraç tamamen alındığı zaman beraetlerini (temize çıkmalarını) dile getiren bir sened yazıldığı gibi, Allah Teâlâ da bu gece mümin kullarına beraet yazar. Bu gecede bir kişinin bir yıllık ameli nail olur,ölecekler,hacca gidececekler  bu geceyle kadir gecesine kadar geçen 40 günlük süre içinde belli olur.

   Peki bu geceyi nasıl değerlendirmeliyiz?yukarıdaki hadisi şeriftede nail olduğu gibi öncelikle gündüzünü oruçlu geçirmeliyiz,mümkün olduğunca elimizden geldiğince hayır hasanat yapabiliri,bol bol kuran-ı kerim okuyup tövbei istiffar çekebiliriz,gecesinde ise tesbih namazı  kılabiliriz,tesbih namazı fazileti çok büyük bir nafile namazdır.Yine bu gecede kılınması öneriler 100 rek atlık Hayır Namazı vardır.Bu namazı kılan kişinin o sene içinde ölmesi halinde şehitlik mertebesiyle mükafatlandırılacagı söylenir.

    Tüm bu ibadetlerimizin mükafatları nedir peki deriseniz sevgili okurlarım faziletleriyle yazımı sonlardıracağım.Nacizane bende siz kardeşlerime şu hayırlı gün ve gecelerin kıymetini bilip dünyanın keşmekeşinden bian olup soluklanıp,şükretmenin duanın tadına ermeyi ellerimizi semaya kaldırıp gönüllerimizi tüm samimiyetimizle yüce Yaradana açmanızı,açmamızı temenni ederim.Bir kişinin bile bam teline dokunup paylaştıkça kıymetlenen bu geceleri birbirimize nasiplendirmek tek gayemdir.Dualarınzda yer almak dileğiyle.Hakkınızı helal ediniz inşAllah.

24 Mayıs 2015 Pazar

SİYASET NEDİR?

 Siyaset ve politika kavramı farklı iki kavram olmasına rağmen aynı manada kullanılmıştır.Siyaset kavramı arapça kökenli bi sözcüktür ve 'at eğitiimi' anlamına gelmektedir.Seyislik anlamını taşır.Politika sözcüğü ise yunanca kökenlidir.Yunancada 'polis' kelimesinden türemiştir poly-tika çok yüzlülük manasında kullanılır.Siyaseti pratik şekliyle 'ülke,devlet,insan yönetimi biçiminde tanımlayabiliriz.Görüldüğü üzere iki kavram iki farklı mana.
Siyaset;yasama,yürütme ve yargı erklerini seçimlerle veya atanma usulüyle işbaşına gelmiş yöneticilerin pozitif hukuk kurallarına uıygun meşru şekilde yönetmesi kullanılmasıdır.Siyasetçileri içine alan siyasi topluluk devleti yöneten topluluktur.Bu topluluk belli politikalarlar üretir bu ürettiği politikaları aynı zamanda kuvvetler ayrılığı prensibine uygun olarak yürütür.Siyasetçilerin yürütme erklerini kullandığı düşünsel yola politika diyebiliriz.Siyasetçinin politik kişiliği politikanın bir adım önündedir.Millet,reaya ise tüm bunlarında üstünde siyasileri ve politikaları denetleyen erklerin erkidir.Demokratik toplum düzeninde egemenliği kullanmada bir maşa olan siyasetin dar bir açıdan anlamı bu şekildedir.
Yıllar önce öğrenciyken bir ödev esnasında tanıştığım düşünür aristotelesin politika kitabını geçenlerde tekrar elime aldım.Bu sefer çok daha  iştahlı okuyup bitiriverdim.2200 yıl öncesine gittim ve onun lafzından yorumladım dünyayı.İkimizin dünyası çoğu noktatafa ayrılsada kesiştiği yerlerde oldu.Erdem,ahlak insan doğası üzerine derlemeleri hocası platonun komünel yapı tezini çürütme çabaları aristo algıma yeni pencerler ekledi.Bende tüm bunların hatrına çokta katılarak konumuzunda  odak noktası olduğunu düşündüğüm onun sözüyle yazımı sonlandırıyorum..

6 Mayıs 2015 Çarşamba

DİBEK KAHVESİ

Kahve biz türklerin adımızı bile verdiğimiz vazgeçilmez içeçeğimiz birde onun dibekte yapılan yapımı zor içmesi çok keyifli olanı vardır.Dibek ahşabtan ve taştan olmak üzere ortası oyuk havandır.Kahve çekirdekleri bu havanda en az 10 kiloluk ağırlıklarla dövülür bu işlem esnasında mercan köşkü adındaki bitkiden bir tutamda dibeğin içine atılır ise damakta enfes tad bırakan bi hal alır.Sade içilmesi makbuldür.Bu meşakatli fakat enfes lezzeti bulabileceğimiz çokta yer yok malesef.Gökçeadanın zeytinli köyünde madamın yeri ve izmir foçada şakirin kahvesine yolunuz düşerse mutlaka tadınız.Benim yolum madamın kahvesine düştü madam vefat etmiş fakat  oğlu bayrağı devralmış yunanistandan gelip annesinin yerini işletmeye kahveyi misafirlerine sunmaya devam ediyor.Ne demişler bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır ozaman hatrımıZ baki olsun dileğiyle..

4 Mayıs 2015 Pazartesi

GÖRMEK

Hayat açmış avuçlarını sunuyor bize tüm nimetlerini.nasiplenmek bizim elimizde.insanlar erdemlerini sahip oldukları genlerden değil ruhlarından alırlar.baktığımzda ne görmek istersek o geçer bize sahip olduğumuz erdem bizi nasibinize götürür.ben huzur görüyorum sıcaklık şefkat teslimiyet kuvvet ve kudret..

Gökçeada gün batımı..

Gökçeada(imroz)...türkiyenin egedeki gözbebeği dogasıyla doğal yaşamıyla en önemliside müslümanıyla hristiyanıyla entegre bütün olmuş natürel sıcacık sarozun güzel adası.Herköşesi ayrı bir tarih ayrı bir kültür ezanı muhammediye çan sesleri rumlar ve türkler..Doğal bi akvaryum,ciğerleri temizleyen oksijen ruhunu okşayan poyrazı.Gezilip görülesi yenilip içilesi günbatımı için kalınıp yaşanılası...