17 Haziran 2015 Çarşamba

EYÜP SULTAN(Ebu Eyyup El-ensari)


     Ebu Eyyûb Halid bin Zeyd veya Ebu Eyyûb El-ensarî (Arapça: أبو أيوب الأنصاري ö. 672[1] veya 674[2]), Türkçede ise Eyüp Sultan olarak andığımız sahabelerimizden biridir.Peygamberimiz HZ.Muhammed'in Mekkeden Medineye göçü esnasında tüm medine halkı heyecanlamıştır.Herkes kainatin en güzel misafirini kendi evinde misafir etmek için yollara dökülmüş varını yoğunu efendimize sunmuştur.Halid bin Zeyd ise fakirliğinden çekinerek ihtimal bile vermemekte birköşede üzüntülü mahcup beklemektedir.Efendimiz devesiyle beraber göründüğünde medinede bir heyecan fırtınası kopmuştur.Efendimizin devemin seçtiği evde konaklayacağım demesiyle herkes kusrayı(deveninadıdır) kendi evine çekebilmek için otlar ikram etsede kusra Halid Bin Zeyd in evinin önüne çökmüştür.Bunun üzerine Peygamber Efendimiz(sav) konaklayacağımız ev belli olmuştur demiştir.Fakat efendimizin bu eve misafir olması aslında tesadüf değildir..

Şöyle ki henüz son peygamber gelmemiş HZ İsa döneminde Arapyarımadası yine karışık Allahın nazargahı beytullah tehlike içindeyken mütekebbir kral kuşatmak üzere mekkeye islamın nuruna yola çıkmıştır Mekkeye yaklaştığında ise kalbindeki iman nurunu hissedince isyanı hürmete dönüşmüştür. Mekke’ye iyice yaklaşınca hayvanından inip Ayakkabılarını çıkartan kral Kâbe-i Muazzama’ya yalın ayak girdi, tavaf etti. Mekkelilere ihsanlarda bulundu. “Maâfir” denilen en kaliteli Yemen kumaşından Kâbe’ye bir örtü yaptırdı. Bu, Beytullah’a örtülen ilk örtü idi.1
 Ve… Es’ad Ebu Kerib isminden çok Tübba’ olarak tarihe geçen bu kral Kur’an-ı Kerim’de övgüyle anılacaktı:
“Bunlar mı (kâfirler) daha hayırlı, yoksa Tübba’ kavmi ile onlardan öncekiler mi?”2      Bu kral hiç görmeden inandığı sevdiği Peygamber efendimize verilmek üzere bir mektup yazar.İşte peygamber efendimiz misafir olduğu bu evde kendi adına yazılı mektuba ulaşır.
Peygamber  Efendimiz bu evde yedi ay misafir olmuştur.Hiç kuşkusuz, Ebu Eyyub Hazretleri bu yedi aylık süre içinde, nice sırların ihtimal ki tek sahibi oldu. Gece gündüz Allah Rasulü’nün hizmetinde bulundu. Bu yüzden kendisine “Mihmandar-ı Nebi” denildi.
O yedi aydan sonra Mescid-i Nebi yapıldı. Peygamber Efendimiz, kendisi ve ailesi için ayrılan eve taşındı.

Medine, Mescid'i Nebevinin 100 yıl önceki resmi
Zaman zaman Ebu Eyyub el-Ensarî Hazretleri’nin evine teşrif ederdi Kainat’ın Biriciği…
Ve bu ev, Efendimiz s.a.v.’in devr-i saadetinde İslâmiyet’in her daim öğretildiği bir mektep konumundaydı.
O Gönüller Sultanı, bu evde muhacirlere bazen yemek verir ve kendisine sunulan hediyeleri de fakirlere dağıtırdı. 
    Eyüp el ensari hz leri 80 li 90 lı yaşlarına geldiğinde Peygamber  Efendimizin Hadis-i Şeriflerinde; “Konstantiniyye(İstanbul) elbet Feth olunacaktır. Onu Feth eden Kumandan ne güzel Kumandan, Feth eden Asker, ne güzel Askerdir” buyurmaları üzerine Yezidin ordusuna katılarak kutlu fetihe katılmıştır.Yazarımız İskender Pala Mihmandar adını verdiği kitabında bu yolculuğu öncesindeki ve sonrasındaki süreci akıcı yalın bişekilde hikayeleştirip bizlere sunmuştur.Ben okudum ve çok beğendim sizlerede Eyüp Sultan HZ lerini anlamanız ve yaşayabilmeniz için okumanızı tavsiye ederim.
     Fakat ilerleyen yaşına fazla dayanamayan vücudu Eyüp Sultan hz istanbul surlarına gelindiğinde ruhu onu terkedip hakkın rahmetine kavuşmuştur.Eyüp hazretleri Yezidin emriylede gidilen en uç noktaya defnedilmiştir.Aradan geçen yıllar sonra istanbulu fatihi Fatih Sultan Mehmetin fetih esnasında bu mübarek zatın kabrinin bulunması için hocası Akşemsettinle istişare yapmış Akşemsettin hzleri manevi bir yolla kabre ulaşmıştır.Şöyleki Akşemsettin Hz leri rüyasında kabrin olduğu yere rüyasında hergece nur indiğini görür bunun üzerine kabrin başucuna ve ayakucuna ikitane çınar ağacı diktirilir.Fatih Sultan Mehmet bu çınarlardan birinin yerini değiştiririr  Akşemsettin çınarın gördüğü yerde olmadığını söyleyince kabir teyit edilmiş olur.Kuşatma bitip istanbul fetholunduğunda Fatih Sultan Mehmet kendine bir saray yaptırmaktan önce İstanbulun bu kutlu misafirinin kabrini yaptırmayı emretmiş istanbulun ilk külliyesini buraya inşa ettirmiştir.2.Beyazıt ve Kanuni Sultan Süleymanda gerekli özen ve önemi fazlasıyla göstermiş yıllarca padişahlar kılıç kuşanma törenlerini burada yapmışardır.bBuda bu mübarek zata verilen önemi göstermektedir.Günümüze kadar çelitli restorasyonlardan geçen külliyede;türbe,aşevi,şadırvan ,imarethane,2 tane hamam vardır ki bu hamam günümüze gelen en eski hamadır.Cami iki şerefiyeli iki minarelidir.Günümüze kadar 1700 lü yılların sonuna kadar bir depremde atlatan camii son halini almıştır. Kendi adını tasıyan Eyüp semtindeki misafirimizin kabrinin son hali:
Ne güzeldirki Eyüp Sultan Hzleri Efendimizin duasına nail olmuştur.İçinde bulunduğu yokluğu efendimize hissetirmeden onu misafir etmiş onun sohbetine sırlarına erişmiştir.Bizde şanslıyızki kainatın en güzel misafirini misafir eden efendimizi istanbulumuzda misafir etmekteyiz.Yaklaşık üç yıl önce istabulda istanbulunda eyüp semtinde yaşayacağımı öğrendiğimde yaşadığım heyecan sevinç geçen yıllarda bu mübarek semtin maneviyatıyla dahada artmıştır.İstanbula ziyarete gelen yerli ve yabancı turistleremize önerim öncelikli ziyaret yerlerininin bu mübarek zatın türbesi olmasıdır.Öyleki bu maneviyat ruhlarımıza bedenlerimize işlesin...
   Selam ve dua ile...

1ibni Hişam, Sîre, I/21-24; Yakûbî, Tarih, I/198; Taberî, Tarih, II/95
2Duhân, 37


3 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Tatlım cok guzel anlatmissin,, ancak bu kadar iyi ve net anlasilir yazilir.. Yuregine saglikk;))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim canım tek amacım değerlerimizi bilmek tanımak,öğrenmek paylaşmak vesile olmak,bu duyguları geçirebildiysem ne mutlu bana☺️☺️

      Sil